Seni görmek istiyorum. Gözlerine ilk defa bakıyor gibi. Daha şimdi doğmuşuz gibi. Dünyaya dokunmadan aşka düşmüşüz gibi. Seninle çıkmak istiyorum yükseklere. En yüce dağların zirvesinde. Denizle gökyüzü arasında kaybolan maviye dalmak. Gönlüme gözüme tenime dolan aşkı sana akıtmak. Başbaşa verip bir şeyler okumak. Bırakıyorum tutunduğum herşeyi, ben bunlarım dediğim hayalleri.Veda ediyorum içimdeki şeytanlara, hem beyaz hem de siyah olanına. Vaz geçiyorum bu savaştan, bu sefer utanç değil naif bir gururla. Omzumdan vicdanıma çöken yükü bırakıyorum bir kenara. Dans ediyorum küller ve duman arasında, kırmızı bir gökyüzünün altında Heinrich Olbers, gökyüzünde bu kadar yıldız varken gecelerin nasıl karanlık olduğu üzerine kafa yormuş bir bilim insanı. 1823 yılında yazdığı tezinde bu durumu Olbers Paradoksu olarak tanımlamış. Bu tarihten itibaren yaşanan bilimsel gelişmelerle bu durum bir paradoks olmaktan çıkmış ve mantıklı bir cevapla aydınlatılmış. Sözlük yazarlarıyla inceliyoruz. Kanımca somurtkan yeşil renkler toprak rengi tonlarıyla iyi bir uyum içinde; bunda sağlıklı ve bu yüzden itici bulmadığım bir üzüntü havası var" Buğday Tarlası ve Kargalar ' da -1890-yine kasvetli ve karanlık bir gökyüzü tasviri vardır (Vincent Van Gogh Museum, Amsterdam). Van Gogh bu resimle de yine kederini ve aşırı Belamı bulmuşum bulduğum kadar Ya bu aşkın sonu gelir, ya gider Belamı bulmuşum bulduğum kadar Ya bu aşkın sonu gelir, ya gider Geceler sabahla dargınmı bilmem Her taraf karanlık sessiz sedasız Geceler sabaha dargınmı bilmem Her taraf karanlık, sessiz sedasız Yaşamak ayrı bir dert gülmek tesadüf U3zd. Üçüncü Göz Nasıl Açılır? Üçüncü göz nasıl açılır? İstenmeyen sonuçlardan dolayı 3. göz nasıl kapatılır? 3. göz Aktivitesi nasıl artırılır? Ruhun maddesel engellerin ortadan kaldırılarak kazandığı görüş alanı nasıl elde edilebilir? Tüm bunları yapabilmek için çok sayıda yöntem bulunur. Bitkisel karışımlar, kimyasal içerikler, zikirler ve en güvenli yol olarak sistemli ve programlı bir ruhsal gelişim çalışması… Maddesel engellerin aşılarak herşeyin görülmesi, insana çok cazip gelse de ruhsal yönden hazır olunmadan yapılacak çalışmalar bir süre sonra geri adım atmayı zorunlu kılacaktır. Madde boyutunda yaşıyoruz ve orta yolun bulunması dengeli bir süreç takip edilmesi gerekir. Üçüncü Göz Nasıl Açılır? – Yöntemler Yöntemlere geçmeden önce önceki yazımda da belirttiğim gibi “üçüncü gözü açma” ifadesi yanlış bir ifadedir. Üçüncü göz 3 . göz olarak ifade edilen alan herkeste bulunur ve kapalı değildir, sadece aktiviteleri farklıdır. Mevcut durumda üçüncü göz kişinin yaşamına uygun aktivitede bulunur veya Yapılan çalışmalarla aktivitesi artırılabilir. Bunun yerine “üçüncü göz aktivitesi” konuya daha uygundur ve bu tabiri kullanmak göz 3. göz aktivitesini artırmak için çok çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Genel olarak yapılan çalışmaların amacı ruh ve madde arasındaki mesafenin düşürülmesi kısacası çocukluk evresindeki seviyeye geri döndürülmesi veya daha ileri boyutlara taşınmasını amaç edinir. Normal süreçte aktivitenin artırılması için belirli bir ruhsal gelişim süreci takip edilir. Meditasyon, Derin Trans çalışmaları, Tefekkür, Zikir – Dua çalışmaları ve karma şekilde farklı adlarla anılarak yapılan uygulamalar bu sınıfta yer alır. Konuyu daha kolay bir şekilde irdeleyebilmek amacıyla farklı başlıklar altında ele alalım. İstemli Aktivite Artırımları Sizi buraya getiren, bu satırları okumanıza neden olan istekleriniz ve bilinçli tercihlerinizdir. Bu konuda oluşan isteklerle yöntemler belirlenir ve çalışmalar yapılır. İstemli ve bilinçli üçüncü göz nasıl açılır? Aktivite nasıl artar?İstemli aktivite artırımlarını iki ana başlıkta ele alabiliriz. 1- Kısa Süreli Aktivite Artırımları Günümüz imkanları ile her aklına geleni hemen elde etmek isteyen günümüz insan yapısı hemen herşeyi önce deneyimleyip sonra devam edip etmemeye karar vermek ister. İmkanlar ve bilgiye erişimin kolaylaşması kısa süreli aktivitelere imkân tanıdığı için öncelik bu yöndedir. Merak ve istekleri tatmin etmek burada anmak istemediğim farklı maddeler, bitkisel yöntemler, bitkisel ve kimyasal terkipler ile zikir ve dua amaca göre çalışmaları bu başlık altında değerlendirilir. Elde edilen sonuçlar uygulanan yönteme göre belirli bir süre üçüncü göz 3. göz aktivitesini artırır. Ruhsal yönden belirli bir aşama katetmeden yapılan bu uygulamaların büyük kısmı olumsuz sonuçlanır ve geri dönüş istenmek zorunda kalınır. Ancak geri dönüşler tümünde sanıldığı gibi hemen gerçekleşmez ve uzun bir süre sorunlar yaşanabilir. 2- Uzun süreli Aktivite Artırımları Filmlerde sıkça gördüğümüz yüksek yerlerde inşa edilmiş manastırlarda kendisini dış dünya ile izole etmiş bir şekilde yaşam sürmek veya bizdeki tasavvuf ehlinin uzun riyazet¹ dönemleri ile ruhsal gelişimin sağlanması bu kategoride yer alır. Temel hedef maddi istekleri aşıp ruhsal yönden gelişerek gerçeklere vakıf olabilmektir. Konu temelden alınır ve asıl hedef üçüncü göz aktivitesinin artırılması değildir. Ruhsal gelişim amaçlandığı için üçüncü göz aktivitesi istenmese de doğal bir süreç olarak ortaya çıkar ve sadece olması gerektiği gibi olur. Aktivite ruhsal gelişimle birlikte dengeli bir seyir izler. Böylece olan hiçbir şey olağandışı karlışanmaz. Kişi süreç içerisinde ve sonrasında sürekli gerçek hedefine ulaşmak için çalıştığından bu tür aktivitelere takılmaz. Bilir ki takıldığında asıl amacından uzaklaşmış olur. Ruhun yüksek makamlarına ulaşmak gibi bir hedefte sadece üçüncü göz aktivitesi ile ilgilenmek çok abes ve gereksiz görülür. Bununla birlikte sürekli meditasyon, derin trans çalışması yapanlarda; hangi dine mensup olunursa olunsun samimi bir şekilde ibadetlerine devam edenlerde de doğal bir aktivite artışı meydana gelir. Aktive artışı doğal bir gelişimle ve direnç noktalarının uzun sürede adım adım aşılmasıyla meydana geldiği için kişi bunun farkında olmayabilir. Bakış açısı değişir; olaylara, insanlara ve yaşama olan yaklaşımı değişir. Yaşadıkları, gördükleri aslında kendisine özeldir ancak bunun farkında olmayabilir. Önceki yazıda da belirttiğim gibi Üçüncü göz aktivitesinin artırılmasındaki önemli nokta istemsiz oluş ve Üçüncü gözün aktif edilmesi konusunda ısrarlı olmamaktır. Konu ruhsal gelişimin bir parçası haline getirildiğinde; bencilce yaklaşımlar, güç ve hırs olmadan yapıldığında yaşamımıza olumlu bir katkı Aktivite Artırımları Önceki başlık altında değindiğim bazı uzun süreli aktivite artışları bu başlık altında sıralanabilir. İstemsiz üçüncü göz nasıl açılır? Üçüncü göz aktivitesi, gelişimin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkar. Herhangi bir etken madde kullanılmaz. Değişim hormonal ve ruhsal gelişimle birlikte meydana geldiği için hem insanlara hem de yaşama bakış açısı genel olarak olumlu yönde gelişir. Bunların dışında yaşanan ağır travmalar, ruhsal yapıyı derinden etkileyen olaylar, uzun süreli açlık ve sıkıntılar, madde ötesi müdahaleler, telepatik müdahaleler ve özel bazı çalışmalar üçüncü göz 3. göz aktivitesini etkileyebilir. Tüm aktivite artışları bizim irademizle ortaya çıkmazlar. Anlık korkular, İnsanı madde boyutundan uzaklaştıracak yoğunluktaki ruhsal sıkıntılar, hatta belirsizlikler, endişeler ve aşk acıları insanı bir anda ruhsal yönden yükseltebilir. Tüm ruhsal enerji noktaları bir anda aktif hale gelebilir. Üçüncü Göz Nasıl Açılır? Üçüncü Göz Aktivitesi Nasıl Artırılabilir? Belirlenecek yöntemle üçüncü göz nasıl açılır? Kısaca neler yapılabileceğine maddeler halinde değinelim. Yöntem Belirleme Üçünçü göz 3. göz nasıl açılır? Yöntem belirlemenin önemiKısa süreli aktivite artırımları olumsuz sonuçlanacağı için uzun süreli artırımlar yani ruhsal gelişimin bir parçası olarak hangi yöntemler kullanılabilir onlara bakalım. Her insan özeldir seçeceğiniz yöntemde size özel olmalıdır. İnançlarınız, yaşantınız, bakış açınız, bilgi birikiminiz ve ruhsal yapınız seçeceğiniz yöntemleri belirleyebilir. Her insan seçtiği yöntemle, kendi gerçeklerini kendi ruh dünyasında bulacaktır. Meditasyon, Derin Trans Çalışmaları ve Benzerleri Adları ne olursa olsun ruhsal derinleşmede etkili bir yöntem olarak kullanılan meditasyon ve benzer uygulamalar insanın madde ötesine uzanan yolculuğunda kullanılabilecek yöntemler arasındadır. Dikkat edilmesi gereken meditasyonun teknik kısmında inancınıza uygun olmayan kısımlarını kendinize göre uyarlamanızdır. Tüm teknikleri tüm detayları ile yapmak zorunda değilsiniz. Düşünce ve inanç yapınıza göre teknikleri kendinize göre düzenleyebilir; Sizi ruh dünyanızla bütünleştirecek, hızlandıracak size özel düzenlemeleri yapabilirsiniz. Meditasyonu bir nefes egzersizi olarak kendinize göre geliştirebilirsiniz. Düzenli çalıştığınızda kendinizdeki değişimi ve gelişimi göreceksiniz. Transa geçiş çalışmaları da nefes egzersizleri ile birleştirilerek yapılabilir. Madde seviyesinden uzaklaşıp alfa ve teta seviyelerine inmemizi sağlayan trans çalışmaları da ruhsal gelişim ve üçüncü göz aktivitelerinde kullanılabilir. Her iki çalışmada da genel gelişime ek olarak üçüncü göz noktasına yani ajna adı verilen üçüncü göz çakrası olarak ta bilinen 6. Çakraya enerji alanı dikkat etmeniz O bölgeye odaklanma bu yönde gelişiminizi Göz Dualar ve Zikirler Dua ve Zikirle Üçüncü Göz Nasıl Açılır? Dua ve zikir çalışmaları ibadetlerle birlikte yapıldığında gelişimi hızlandırır. Ancak sadece belirlenen kelimelerin tekrarı şeklinde yapılması kısa süreli aktivite grubuna gireceği için genelde olumsuz sonuçlanır. Özellikle dmt seviyesinin arttığı gece 2-3 arasında loş ışık altında sessiz bir ortamda devam eden ibadetlerle birlikte Allah’ın adını anmak etkisinin geniş ve kapsayıcı olması nedeniyle tercih edilebilir. Sadece ruhsal hassasiyetin arıtılması ve üçüncü gözün açılması için belli zamanlarda ve sayılarda esmalar okunabilir ancak Allah’ın isimlerinin Allah’ın rızasını kazanma dışında okunması uygun değildir. Esmalar sadece yeterliliği görülenlere önerilir ve gelişimleri takip edilir. Belli bir süre boyunca belli esmaların okunması sonrası ortaya çıkan açılımlar hazır olmayanlar için ağır gelebilmektedir. Bu konuda sadece üçüncü göz 3. göz aktivitesinin artırılmasına yönelik dua ve uygulamalar mevcut ancak tek yönlü bir ilerleme sonrası sonuçları kişinin kaldıramayacağı boyutlarda olabileceği için sadece “istemek”, “talep etmek” ve bu konuda samimi davranmak gelişimin kapılarını aralamak için yeterli olacaktır. Genel Olarak Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar 〉 Bir bütün olarak yapılacak çalışmalarda tekrarlanan kelimeler üçüncü göz noktasına dikkat edilerek tekrar edilir ve tekrarlanan kelimelerin titreşimleri o noktaya yönlendirilir.〉 Alınıp verilen nefes üçüncü göz noktasından alınıp verilir Ruhsal 〉 Yapılan eylemlere bilinç katılır. Ezbere ve ne yaptığının farkında olmayacak şekilde yapılmaz. Nefes alışverişler, derin düşünceler, tefekkür, transa geçiş ve diğer çalışmaların tümü ne yaptığının farkında olunarak yapılır. 〉 Çalışmalar aksatılmamalı, belirli bir zamana hapsedilmemeli tüm yaşamı kapsayacak bir şekilde hayatımızın bir parçası olarak görülmeli. 〉 Zor gelen konular memnuniyetle karşılanıp öfke ile değil sabırla aşılmalı. 〉 Ayahuasca ve benzeri karışımlar ilerlemenin bütünselliğini bozacağı için kullanılmamalı. Üzerlik ve benzeri bitkiler gelişimin süreklilik gösterecek bir parçası haline getirilmemeli. DMT doğal olarak gerektiğinde gerektiği oranda artacaktır.〉 Gelişimde inançlar sadece yöntemleri değiştirebilir ancak insan için gelişim kendisine özeldir ve evrensel niteliklerle bütün halindedir. Bu konuda inançsal, düşünsel farklılıklara girilmemeli. Mümkün olduğunca gelişim bilimsel yaklaşımla ele alınmalı ve gelişimin mekanizmaları doğal bir süreçle gözlemlenmelidir. 〉 Beslenmeye dikkat edilmeli mümkün olduğunca az yemeli ve az uyumalıdır. Doğal olmayan besinler tercih edilmemelidir. Zihni meşgul edecek konulardan uzak durulmalıdır. Gelişimde Farklılıkların Doğru Değerlendirilmesi Bazı insanların ruhsal yapıları hızlı gelişime müsaittir veya doğuştan aldıkları etkilerle bu yöndeki gelişime hazırdırlar. Bu yöntem ve teknikleri daha iyi yapma ile ilgili bir durum değildir. “Daha iyi, daha becerikli, daha iyi yaptı, daha iyi çalıştı” şeklinde değerlendirilmez; gelişime daha uygun olduğu için daha hızlı yol alırlar. Bazı insanlar daha yavaş ilerleme kaydederler bu da onların bir şeyleri daha kötü yapması ile ilgili değildir. Açılım ve gelişimin olabilmesi için geçilmesi gereken ruhsal direnç noktalarının onlarda daha fazla olması ile ilgilidir. Her insanın gelişim alanı farklıdır, değerlendirirken bu açıdan bakılmalıdır. Ruhsal gelişimi hızlı olan bir insan da maddesel düzeyde başarılı olamayabilir. İyi bir yazar, iyi bir satıcı olamayabilir; İyi bir ressam iyi bir müzisyen olamayabilir. Ancak daha uzun süre çalışırlarsa belli mesafeler katedebilirler. Ruhsal gelişim konusu da bu yönde ele alınmalı ve herkes aynı zamanda aynı düzeyde gelişim beklememeli, bu yönde gelişimi olumsuz etkileyebilecek beklentilere girilmemelidir. Üçüncü Göz Aktivitesi için Kısa Bir Teknik “3. Göz Alıştırma“ ÇalışmasıÜçüncü gözün açılması için çok sayıda alıştırma çalışmaları vardır ancak çoğunluğu aşağıdaki tekniğin farklı türevleri olduğu için ilk etapta üçüncü gözün açılması için aşağıdaki çalışma yeterli olacaktır. Üçüncü gözün açılması için teknik ilk aşama açılımı Derin Transa Girin Nasıl Transa Geçilir Alfa ve Teta dalga boyunda iken tüm dikkatinizi üçüncü göz bölgesine verin. O bölgeden nefes alıp verin, belirlediğiniz kelimelerin titreşimlerini o bölgeye yönlendirin. Üçüncü göz bölgesinde titreşimler yoğunlaştığında kendinizi serbest bırakın ve gelişmeleri izleyin. Müdahaleci olmayın. Bir süre sonra dikkatinizi sadece o noktaya yönlendirmek aktiviteyi başlatmak için yeterli hale gelecektir. Üçüncü Göz Nasıl Kullanılır? Eğer bir amacınız yoksa büyük bir ihtimalle üçüncü gözünüzü kotrollü bir şekilde kullanamayacaksınız. Ancak bilinçli olarak uzun süren çalışmalar sonrası sadece istediğiniz oranda aktivite artışı yapmışsanız, imajinasyon ve düşünce kontrolü ile tetikleme yapabilirsiniz. Genel olarak üçüncü gözün aktivitesi sağlıklı bir şekilde artırılmışsa düşünce bazında bir genişleme meydana gelir ancak ruhsal bir kabiliyet olarak kullanılabilmesi için başlangıçta ruhsal tetikleme için trans halinde imajinasyon yapılması yeterlidir. Başlangıçta uygulaması kolay “üçüncü göz nasıl açılır” ifadesine uygun gelecek bir imajinasyon tekniği vermek istiyorum. İleri ki aşamalarda geçişleri geliştirebilirsiniz. Önemli olan gelişimin, açılımın ve aktivite artırımın sizin kontrolünüzde olmasıdır. 〉 Trans halinde yeterince derinleştiğinizde yukarıda bahsettiğim tekniği uygulayarak üçüncü göz bölgesini uyarın. 〉 Titreşimler yoğunlaştığında alnınızın ortasından veya üçüncü göz hizasından ileride sislerin dağılarak daire şeklinde uzaklara bir geçit açıldığını düşünün. 〉 Ellerinizle kendinizi o dairenin içine çekin ve gördüklerinizi sadece Göz Açıldığında Neler Olur? Üçüncü göz açılırsa neler olur? Herkesin bildiği manada üçüncü göz açılması sonrası beynin görsel sistemleri x dalgası yayan ruhsal bir röntgen gibi çalışmaya başlar. Daha önce etrafınızda görmediğiniz varlıkları görmeye başlarsınız. Teknik olarak üçüncü göz nasıl açılır ve bu sistem nasıl çalışır? Beynimiz 4 farklı frekansta çalışmaktadır. Bunlar beta, alfa, teta ve delta frekanslarıdır. Bunların dışında yakın zamanda keşfedilen ve insanın madde boyutu dışına, diğer tabirle 5. boyuta uzanan frekansı olarak ta tabir edebileceğimiz Gama frekansı bulunmaktadır. Gama dalgaları hipotalamustan ² çıkarak x ışınları gibi etrafa yayılırlar. 3. gözü doğuştan açık veya sonradan açılanlar bu ışınlar sayesinde duvarın arkasını ve maddesel bedene sahip olmayan diğer varlıkları da görmekle kalmazlar; ruhsal bir görüş kazandıkları için canlıları enerjisel olarak ta görebilirler. Bu görüş insanların sahip oldukları enerjilere göre farklı şekillerde görülmesine de neden olabilir. Üçüncü Gözün Açılma Belirtileri Üçüncü gözün açılma belirtileri aktivasyon artışına, kullanılan yönteme ve kişiye göre farklılıklar gösterebilir. Herkeste benzer durumlar yaşanmayabilir. Ancak genel olarak gözlemlenen ortak üçüncü göz açılma belirtileri şunlardır. Geçiş Aşamasında Açılma Belirtileri Olayları ve çevreyi kavramada yüksek algı Algılanabilen herşeyle bütünleşme hissi, birlik hissi Hislerde artış ve yoğunluk Yakın zamanda olacak olayların Olayların yaşanmadan önce hissedilmesi, duyulması, görülmesi ve rüyada semboller ile algılama İnsanların hislerini algılayabilme, düşüncelerini belli belirsiz yakalama vb. İleri Aşamalarda Açılma Belirtileri Maddesel görüş engelleri kalkar. Görüş beyin aracılığı ile değil ruhsal görüşle gerçekleşir. İnsanlar ruhsal enerjileri ile görülebilir. Görüntülerden dolayı insanlardan kaçış yaşanabilir. Kimse ile görüşülmek istenmeyebilir. Madde ile madde ötesi arasındaki görüş engeli ortadan kalktığı için diğer varlıklarda görülebilir. Bu çoğu insan için katlanılması zor bir sürecin yaşanmasına neden olabilir. Nereden geldiği belirsiz patlamalar ve sesler duyulabilir. Hem geçiş aşamasında hem de ileri aşamalarda beyinde patlama sesleri ve farklı sesler duyulabilir. Eğer kontrolsüz ve ani bir gelişim yaşanmışsa yaşanan olaylar kontrol edilemeyebilir, diğer insanların görmedikleri görüleceği için normal hayatta diğer insanlara anormal gelen davranışlar sergilenebilir. vb. Bulunduğumuz boyutta yaşam, sahip olduğumuz özelliklerin dengede tutulmasını gerekli kılmaktadır. Dengede meydana gelebilecek bozulmalar insanı geri dönüşü zor bir sürecin içerisine sürükleyebilir. Üçüncü Göz Nasıl Kapatılır? 3. Göz nasıl kapatılır? 3. Göz aktivitesi nasıl normale döndürülür?Yaptığınız çalışma ne olursa olsun durdurun. Çakra açma çalışmaları sonrası titreşimi hızlanan çakra bir süre daha aktif kalmaya devam edecektir. Bu süre içerisinde mümkün olduğunca madde ve madde ötesi dengenin sağlanması gerekir. Bunun için mümkün olduğunca sosyal ortamlara girmeye çalışın. Arkadaşlarınızla bir araya gelin, onlarla iletişiminizi güçlendirin ancak ne olursa olsun yaşadığınız ve hissettiğiniz hiçbir şeyi paylaşmayın. Dikkatinizi o noktaya çekecek faaliyetlerden uzak durmaya çalışın. Üçüncü gözün kapanması ve aktivitesinin normal seyrine gelmesi için bir bilinç oluşturun. Bu oluşumu kullanacağınız telkinler ve sözlerle destekleyebilirsiniz. Bir kez “artık istemiyorum” dediğinizde ve çalışmalarınızı durdurduğunuzda ilerleme yavaşlayacak ve aktivitesi azalacaktır. Süreci hızlandırmak için yaptığınız çalışmaları tersine işletebilirsiniz. Eğer imajinasyon kullanmışsanız yapacağınız imajinasyonlarda aktivitenin yavaşladığını ve normale döndüğünü hayal edin. Telkin kullanmışsanız aktivitenin normale dönmesi yönünde telkinler verin, dua yöntemini kullanmışsanız daha önce yaptığınız duaların tersini yapın. Bu süreçte ne olursa olsun panik yapmayın, aktivitenin artışının ve azalmasının sizin kontrolünüzde olduğunu unutmayın. Sizi anlamayacak insanlarla hiçbir şey paylaşmayın. Sohbet konularınızın o noktaya yönelmesine izin vermeyin. Üçüncü Göz İle İlgili Bilinmesi Gereken Konular Beyin dalgaları hakkında bilmeniz gerekenler için Beyin Dalgaları Gama, Beta, Alfa, Teta, Delta işlev ve Kullanımları konusuna bakabilirsiniz. Ruhsal Güçleri Geliştirme Yöntem ve Teknikleri konusunda belirtilen konuların uygulanması sağlıklı açılımlar için süreci hızlandıracaktır. Ruhsal Gelişimde Bilinmesi ve Yapılması Gerekenler bölümünde ihtiyacınız olan bilgilere Psişik İnsanların Özellikleri konusunda belirtilen özeliklere sahipseniz üçüncü gözünüz doğal bir açılıma sahip olabilir. Geliştirmek için çaba sarfedebilirsiniz. Bir Önceki Yazımız Üçüncü Göz Nedir? İlgili Konular Çakra Açma ve Meditasyonun Olumsuz Etkileriİmajinasyon ve Çakra Açma Çalışmaları Nasıl Transa Geçilir? Meditasyon Nasıl Yapılır, Nasıl Yapılmalıdır? ¹ Riyazet Riyazat Manevi ve Ruhsal gelişim için nefsin isteklerinden uzaklaşma. Aşırılıklardan kaçınma. İbadet ve manevi gelişimle meşgul Gamma dalgalarının oluşumu ve çıkış noktası ile ilgili bilgi Aidin Salih’in “Gerçek Tıp” adlı eserinde yaptığı tanımlama baz alınarak yapılmıştır. Üçüncü Göz Nasıl Açılır? Dikkat Edilecek Noktalar 31 Mart 2018 “Üçüncü Göz Nasıl Açılır? 3. göz nasıl açılır? Dikkat Edilecek Noktalar” konusunda geçen tanımlamalar; Parapsikoloji ile ilgili konuların bilimsel yönden ispatlanmasının zorluğu nedeniyle kişisel edinim ve deneyimlerimle ilgilidir, içerikteki tanımlar ve bilgiler, genel geçer bir nitelik taşımayabilir. Gökyüzünün geceleri karanlık olmasının nedeni güneş ışığının Dünya’nın karanlık kısımlarına ulaşamaması şeklinde yorumlanabilir. Ancak sebebi çok daha karmaşıktır. Gece vakti gökyüzünün niye karanlık olduğu senelerce bilim insanlarının zihnini meşgul etmiştir. Ancak geçen yıllarda yaşanan bir takım bilimsel gelişmelerden sonra cevaplanabildi. Yapılan bir takım gözlemler uzayın büyük ölçekte olan yapısının izotropik olduğunu göstermektedir. Gökyüzünde her hangi bir yöne doğru bakıldığında homojen bir dağılım görünür. Eşit alanlarda neredeyse aynı sayıda galaksi ve yıldız vardır. Öyle ki hangi yöne bakılırsa bakılsın, göz o yöndeki bir yıldızdan ışık alır. Daha uzak olan bir yıldızdan gelen ışık miktarı daha az olacak ancak daha uzak olan mesafelerdeki yıldızların miktarı daha çoktur. Dünya uzayda bulunan bir nokta olarak düşünülürse, Dünya’ya eşit olan uzaklıktaki noktalar bir kürenin yüzeyini oluşturacaktır. Kürenin alanı, yarıçapının karesi ile doğru orantılı olduğu için Dünya’ya olan mesafe iki katı oranına çıktığı zaman o uzaklıkta bulunan yıldızların sayısı da matematiksel olarak dört katına çıkacaktır. Fakat yıldızlardan ulaşan ışığın miktarı ise arada olan mesafenin karesi ile ters orantılı olacak şekildedir. Dolayısı ile Dünya’ya farklı mesafelerden ulaşan ışık miktarları aynı geçmiş zamanlarda evrenin sonsuz bir yapıda olduğu düşünülüyordu ve bu durum bir paradoksa neden oluyordu Herhangi bir uzaklıkta bulunan yıldızlardan eşit miktarda ışık Dünya’ya ulaşıyor ise ve evren sonsuz bir yapıda ise gökyüzü geceleri de aydınlık olmalıydı. Olber’in paradoksu üzerinde yorum yapan kişilerden biri de Amerikalı ünlü edebiyatçı Edgar Allan Poe idi. Poe, gece vakitleri karanlık olmasının nedeninin, kâinatın sadece bir bölümünün gözlemlenebilmesi olduğu savını öne sürdü. Eğer ışık uzay üzerinde sonlu bir hız ile yol alıyor ise ve evrenin bir yaşı da var ise uzayda sonsuzluk olsa bile sadece belli bir hacmin içinde olan yıldızlardan gelen ışık Dünya’ya ulaşır. Poe’ya göre bu hacim içinde yer alan yıldızların yoğunluğu gece vakitleri de gökyüzünün aydın olması için tek başına yeterli değildi. Bu düşünce doğru bir düşüncedir, ancak Olber paradoksu çözümlemesi için tek başına yeterli bir düşünce değildir. Büyük Patlama gerçeği yeni bir paradoks doğmasına sebep oluyor. Big bang olayından kısa süre sonra bütün evren çok sıcak bir yapıdaydı ve ışık ile doluydu. Uzayda bulunan her nokta yıldız yüzeyi kadar parlak bir bir durumda bugün uzayda bir yöne bakıldığında Büyük Patlama’dan arta kalan bir miktar ışığı görmek gerekirdi. Bu paradoksun çözümü evrenin genişlemekte olduğu gerçeği ile olur. Esasen uzay boşluğunda her yönde Büyük Patlama’dan arta kalmış bir miktar ışık vardır. Ancak evrenin genişlemesi sebebi ile, kozmik mikrodalga artalan ışıması şeklinde adlandırılan ışığın dalga boyu da günümüze değin uzamıştır. İnsan gözleri, ışık tayfının mikrodalga alanında kalan artalan ışımaları algılayamamaktadır. Özetleyecek olursak; gece gökyüzünün karanlık oluşunun en önemli nedeni, evrenin genişlemekte ve sonlu Bilim DergisiYazar Taner Tunç İlk bölümünün ardından yarattığı izlenime yaraşır bir ikinci bölümle ekrana geldi perşembe akşamı, Güneşin Kızları. Hikayenin gittikçe daha da ilgi çekmesi bir yana, karakterlerin sunuluş biçimindeki değişim inanılmaz. Bunun yanında, aralanan her sır perdesiyle Haluk'un etrafa yaydığı sis bulutları daha da koyu bir hâl alıyor. Kaç kişi gizli içinde, eyyy Haluk efendi... 2. Bölüm Haluk'un Nazlı öncülüğünde uçakta yaptığı evlilik teklifi, Güneşlerin İzmir'den toptan İstanbul'a taşınmalarına sebep oldu. Elbette buna çokça bozulan olarak Rana'nın boş durması beklenemezdi. Haluk'un eski eşi Sevilay'ı devreye sokup, Güneş'in ondan soğumasını beklemesi ise yersizdi. Hadi onun bu niyetini anlarım da, Sevilay nasıl böyle bir şeyi kabul etti çözemiyorum. Bu adamdan delicesine korkuyorsun, bu deli cesareti niye be kardeşim?.. Sevilay'ın, Güneş'e kızlarıyla ilgili savurduğu çirkin ithamlar istediği karşılığı bulmadı ama Haluk'un gerçek yüzüne dair söylemleri kafasını karıştırmaya yetti. Güneş'in onun haddini bildirirken ki hali ise enfesti. Sert mizaç kesinlikle çok yakışıyor Evrim Alasya'ya... Bu mizacı biraz da Nazlı ve Selin'e karşı kullandırsalar enfes olacak. Onlara kızışının altı hep merhamet dolu, şımartıyor bu da ister istemez... Tabi asıl enfes olan kısım Haluk'un bu konuşmayı öğrenmesiyle başladı. Bir an Sevilay'ın boynunu kıt diyerekten kıracak sandım. Adam o kadar karanlık ki, ne yapacağını kestirmek oldukça zor. Tek tahmin edilebilen şeyse, evliliklerinin ardından Güneş'in çokça çekebileceği onun elinden... Evlenmek demişken, nasıl evlilik teklifinin öncüsü oldu; evliliğin kendisinin de öncüsü olmayı başardı Nazlı... Kendi söylemiyle 'Haluk kişisinin' peşinden bir an olsun ayrılmayan ve ister istemez her seferinde Savaş'ın da başını belaya sokmakla yüz yüze getiren Nazlı, attığı her adımla en çok annesine zarar verdiğinden bir haber. Aslında sorunlar baş gösterdikçe her şeyi çözecek ama iş işten geçtiği için yapabileceği hiçbir şey olmayacak. Güneş'in Selin ve Peri ile alışverişe çıkması ardından evde kalan Nazlı, bahçenin bir köşesinde otururken Haluk'un telefonda biriyle samimi dozda konuştuğunu duydu ve bu andan sonraki aksiyon da annesinin başını yaktı... Önce ofisine giren, hizmetçinin kapıyı bilmeden üzerine kitlemesi üzerine Savaş'ı olayın içerisine çeken, ardından da arabasının bagajına saklanmak suretiyle bir kadınla buluştuğunu teyit edip; sözde Haluk'u köşeye sıkıştıran olarak, işin sonunda o çok arzuladığı evliliği ona kazandıran da Nazlı oldu. Buradan kendisine kocaman tebrikler... Bu saatten sonra daha kadının başına nasıl bir felaket getirir bilinmez. Ama Haluk'un onun başına bela olma ihtimali yüksek. Zira, Savaş'ın ortalarda olmayan ve öldüğüne inanılan sevgilisi Melis'in kolyesini buldu, ortaya çıkardı. O kolyeyi Güneş'e takmak zorunda kalan Haluk, onu Savaş'ın görmesi halinde köşeye sıkışacağından nasıl bir yol izleyecek merak edilesi. Bu süreçte Nazlı'nın başına bir şey gelir mi, onu da bekleyip göreceğiz... Bu arada geçtiğimiz haftaki yazımda da değinmiştim, o kızın başına gelenle Haluk'un ilgisi olabileceğinden. O yüzden bu duruma hiç şaşırmadım. Altında nasıl bir sebep yatıyor bakalım. En önemlisi, kızın ölüp ölmediği meselesi. Haluk tarafından alıkonmuş da olabilir. Bu durumda ortaya çıkması halinde filizlenen Nazlı-Savaş aşkı da çıkmaza girer. Kısacası, Nazlı'nın yaptığı her şey zarar ziyan... Belirtmeden geçemeyeceğim nokta ise Burcu Özberk'in performansının ilk bölümle âlâkasının olmadığı. Gayet başarılıydı bu sefer ve karakteri çok iyi yansıttı. Ayrıca, Savaş'la Nazlı arasındaki elektrik ekrandan taşmaya başladı. Bunda etkisi olan baklavalara hürmetler... Nazlı ve Savaş cephesinde atarlı bir aşkın meyveleri yeşermeye başlamışken, Selin ile Ali cephesinde her şey arapsaçı modunda. Bunda ikisinin de suçu var tabi. Selin'in kendine güvenen halini çok çok sevdim. Hâlâ son sürat görgüsüz ama bu yönüyle, o özelliğini bastırmaya başladı. Ali'nin ise kendine bile itiraf edemediği hoşlantısı, ona acımasızca davranmasına sebep oluyor. Hem annesi hem de babası tarafından sevgi görmeden büyüdüğü çok belli olan Ali ile ara ara empati kurdum ancak bu onun küçük Haluk olduğu gerçeğini değiştirmiyor kesinlikle. Bunun yansıması olarak, kendisine diş bileyen Tuğçe'ye haddini bildiren Selin'e yaptıkları reva değildi. Birini sevmekten ve bu zamana kadar olduğu gibi karşılık görmemekten o kadar korkuyor ki, bunun ceremesini de bir süre Selin çekecek belli ki. Bunu yüzüne vuran Selin'e karşılık olarak elini cam masaya geçiren Savaş'a en yakın psikiyatri kliğinde randevu almayı teklif ediyorum, bu arada... Yine belirtmeden geçemeyeceğim, hâlen Sarıtaş'ın tepkilerinde biraz dengesiz olduğunu düşünüyorum. Bunu karakterinin psikolojik durumuna bağlayabiliriz ama kusursuz bir performans görmek de hakkımız. Onun dışında gayet iyi veriyor karakterinin hakkını. Hande Erçel ise geçtiğimiz bölüme oranla Selin'i daha başarılı giymiş. Tepkileri ve söylemleri gerçekten ilgi çekici ve Ali cephesinde ateşli bir karşılık bulacak kadar etkiliydi... Gerçekleşen evliliğin ardından, Güneş için zorlu günlerin başlayacağını düşünüyorum ancak, Haluk'un takıntısının tam tersi etki gösterip, şimdiki gibi ona koşulsuz ilgi göstermesine sebep olması da mümkün. Ondan çıkartamadığı hıncı kapı arkasında kızlardan çıkartma ihtimali de. Belki de ben tam bir paranoyağım bilemiyorum. Bunların hepsini izleyip göreceğiz ama o müzikler yok mu o müzikler, onların diziye çok şey kattığı kesin. Hem jenerik müziği, hem de bölümlerin içerisine serpiştirilen müzikler enfes... Pek tabi, senaristlerimizin iki bölümdür konuşturdukları kalemleri de enfes... Dilerim kalemlerini hep böyle konuştururlar ve fenomen bir yapım olarak diziyi kış ekranında da izleyebiliriz... Beklenen Kral Geceleri gökyüzünün karanlık olması ilk bakışta güneş ışığının Dünya’nın karanlıkta kalan kısmına ulaşamamasına bağlanabilir. Ancak durum aslında çok daha karmaşıktır. Geceleri gökyüzünün neden karanlık olduğu yüzyıllarca bilim insanlarının kafasını meşgul etmiş bir soru ve cevaplanması ancak geçen yüzyılda yaşanan bilimsel gelişmelerden sonra mümkün oldu. Öncelikle Olbers paradoksu olarak adlandırılan bu durumun nereden kaynaklandığına bir göz atalım. Daha sonra da paradoksun nasıl çözüldüğünü görelim. Gözlemler uzayın büyük ölçekteki yapısının izotropik olduğunu gösterir. Başka bir deyişle gökyüzünde hangi yöne bakarsanız bakın homojen bir dağılım görürsünüz. Eşit alanların içinde hemen hemen aynı sayıda gökada, yıldız vs. vardır. Öyle ki hangi yöne bakarsanız bakın, gözünüze o yöndeki bir yıldızdan ışık gelir. Daha uzak olan yıldızlardan gelen ışık miktarı tabii ki daha az olacaktır ancak daha uzak mesafelerdeki yıldızların sayısı daha çoktur. Dünya’yı uzayda bir nokta olarak düşünecek olursak, Dünya’ya eşit uzaklıkta olan noktalar bir kürenin yüzeyinde bulunacaktır. Kürenin yüzey alanı, yarıçapının karesiyle orantılı olduğu için -uzaydaki madde dağılımının homojenliğini de hesaba katarak- Dünya’ya olan mesafe iki katına çıktığı zaman o uzaklıktaki yıldızların sayısı dört katına çıkacaktır. Ancak yıldızlardan ulaşan ışığın miktarıysa aradaki uzaklığın karesiyle ters orantılıdır. Dolayısıyla Dünya’ya farklı uzaklıklardan ulaşan ışık miktarı aynı olmalıdır. Ancak geçmişte evrenin sonsuz olduğu düşünülüyordu ve bu bir paradoksa yol açıyordu Herhangi bir uzaklıktaki yıldızlardan aynı miktarda ışık Dünya’ya ulaşıyorsa ve evren sonsuzsa gökyüzü geceleri de parlak olmalıydı. Olbers paradoksu üzerinde yorum yapanlardan biri de ABD’li edebiyatçı Edgar Allan Poe’ydu. Poe, geceleri gökyüzünün karanlık olmasının nedeninin, evrenin sadece bir kısmının gözlemlenebilmesi olduğunu öne sürdü. Eğer ışık uzayda sonlu bir hızla yol alıyorsa ve evrenin yaşı da sonluysa -uzay sonsuz olsa bile- ancak belirli bir hacmin içindeki yıldızlardan gelen ışığın Dünya’ya ulaşması mümkündür. Poe’ya göre bu hacmin içindeki yıldızların yoğunluğu geceleri de gökyüzünün aydınlık olması için yeterli değildi. Bu düşünce doğrudur, ancak Olbers paradoksunun çözümü için tek başına yeterli değildir. Büyük Patlama’nın varlığı yeni bir paradoks doğmasına yol açar. Büyük Patlama’dan kısa süre sonra tüm evren çok sıcaktı ve ışıkla doluydu. Öyle ki uzaydaki her nokta yıldızların yüzeyi kadar parlaktı. Bu durumda bugün uzayda herhangi bir yöne baktığımız zaman Büyük Patlama’dan arta kalan ışığı görmemiz gerekmez mi? Bu paradoksun çözümü ise evrenin genişlemekte olduğu gerçeğinde yatar. Esasen uzayda her yönde Büyük Patlama’dan arta kalan ışık vardır. Ancak evrenin genişlemesi sebebiyle, kozmik mikrodalga artalan ışıması olarak adlandırılan bu ışığın dalga boyu uzamıştır. İnsan gözü, ışık tayfının mikrodalga kısmında kalan artalan ışımasını algılayamaz. Özetle geceleri gökyüzünün karanlık olmasının en önemli nedenleri, evrenin genişlemekte olması ve yaşının sonlu olmasıdır. Bilim Genç web sitesinde yayınlanan yazı, haber, video, fotoğraf, çizim ve animasyonların her türlü hakkı TÜBİTAK’a aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi olsa alıntı yapılamaz, kopyalanamaz ve başka yerde yayınlanamaz. Uzay Benzer İçerikler Popüler İçerikler

bu kadar karanlık bir gökyüzü fırtınasız açılmaz